Pandemiyle birlikte dünyada yeni bir çağ başladı. Bu çağ ile dünyadaki düzen sil baştan değişecek. 2019 yılında başlayan süreç, dünyanın bundan sonraki gidişatını kökten değiştirecek.
Devletler ölçeğinde kartlar yeniden dağıtılacak. Süper güçlü ülkeler tanımıyla birlikte dünyanın dengelerinde değişimler olacak hem de çok köklü değişimler. Bu konuya tam açıklamadan önce yeni başlayacak çağın geçiş sürecinden bahsetmek yerinde olacaktır.
2019 yılında başlayan değişim 2025 yılına kadar devam edecek. Bu süreç bir geçiş olarak düşünmelidir. Tam manasıyla yeni çağın başlaması 2025 yılında olacak. 2025 yılına kadar ise yeni çağdaki dengeler belirlenecek. Bu sebeple ülkemizin de 2025 yılına kadar zamanı var.
Sürece baktığımızda an itibariyle ülkemiz özellikle son bir yıldır attığı adımlarla güzel bir yapı inşa ediyor. Bu güzel inşanın dünya ölçeğinde yani dış ilişkilerde sonuçlarını hızlı şekilde almaya başladı. Fakat içeride bir üzerinde çözülmesi gereken birçok sorun var.
Devletimizin yeni çağa hazırlanması için yaklaşık iki yılı var. Bu süreçte sil baştan değişim yapması lazım. Kendisini, kurum ve işleyişlerini; personel yapısını ve çalışanlarını buna göre yenilemelidir. Yeni çağda süper güç olabilmek için bunu yapması şarttır. Zaman hızla geçiyor. Yeni çağa, eski çağ anlayışıyla olan yöneticilerle girilemez. Sadece insan bazında değil, sistem ve politikalar bazında da revizeler yapılmalıdır.
Yapılmasının gerekli olduğunu düşündüğüm politikaların başında göç olgusu gelmektedir. Daha ciddi bir şekilde ele alınmalı, çalışma seviyesi bakanlık seviyesine çıkartılmalı ve göç bakanlığı kurulmalıdır. İklim değişikliği ve ekonomik dengelerin değişmesi göçü daha sık duymamızı sağlayacak etmenler. Göç konusu hayatımızın vazgeçilmez bir gündem başlığı olacak.
Bir diğer politika, devlet kadrosundaki liyakat tanımının yeniden ele alındığı bir politikadır. Eski çağ bize liyakati, sadece bir işi yapabilmede ehil olma durumu olarak tanımlarken, yeni çağda bunun yanında o işi yapabilecek psikolojik yeterliliğin eklenmesi ile ortaya çıkacak bir tanım olduğu göstermektedir. Çünkü kişinin psikolojik yeterliliğinin olmaması, tüm liyakate sahip özellikleri bir anda silebilir.
Yeni çağın şartlarına uygun kurum ve kuruluşlar kurulmalı, bazıları yeniden yapılandırılmalıdır. Bakanlıkla seviyesinde çevre ve şehircilik ayrılmalı, sanayi ve teknoloji ayrılarak sanayi kısmı tasviye edilerek iş dünyası bakanlığı kurulmalı. Mikro kobiden sanayi ölçeğine kadar tüm girişimleri kapsayacak bir bakanlık olmalıdır.
Sivil toplum, iç işleri bakanlığı bünyesinden çıkartılarak Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir başkanlık kurulmalıdır.
Yerel yönetim hizmetlerinin geliştirilmesi ve tek bir yerden yönetilerek daha etkin hale getirilmesi için yerel yönetim hizmetleri bakanlığı kurulmalıdır.
Devlet ve kamu yönetimindeki tüm sistemi denetleyecek bir kurum kurulmalıdır, bu kurum yönetimsel açıdan denetimi yapacak ve konjonktüre göre revizeler yaparak sistemi sürekli geliştirmelidir.
Yeni çağda merkeziyetçilik hâkim olacak. Dolayısıyla devletlerin de bakanlık seviyesindeki çalışmaları da “tek konu – tek bakanlık/kurum” ilkesine göre bakanlıklar ve diğer kurumlar yenilenmelidir.
Elbette bu kurum ve kuruluşlarda çalışacakları en başta en alta kadar yeniden belirlenmeli ve atamalar buna göre yapılmalıdır. Yeni çağda eski düşüncelere sahip kadrolarla başarılı olamazsınız.
Yeni çağın tam anlamıyla başlaması için çok kısa bir zaman kaldı. Devletimizin bir an önce harekete geçmesi ve yeni çağın gereksinimlerini karşılayacak değişiklikleri yapmalıdır.
İlk yorum yapan siz olun