İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Global Türkiye yolunda mesleki eğitim sorunu

Eğitim sisteminde son yıllardaki gelişmelere bakıldığında, yeni çağın süper güçlü ülkelerinden biri olma hedefine göre, atılması gereken adımların olduğunu görüyoruz. Özellikle iş hayatına çözümler sunan, kaliteli eğitim müfredatının olduğu, gelecekten umutlu öğrencilerden oluşan bir eğitim sistemi kurulmalıdır.

İnsan azlık güdüsüyle yaratılmıştır, doğa da öyle. Çok olanın değeri olmaz. Kapitalist sistemde de bu kural geçerlidir. Nicelikten çok niteliğin önemi olması gereken alanların başında eğitim gelmelidir. Temel eğitimden sonraki eğitim bölümü sayıca çok olmasından ziyade planlı şekilde kısıtlı olmalıdır. Çünkü iş hayatına personel yetiştiren bölüm sadece üst düzey yönetici yetiştirmek için kurulmamıştır. Bu bölümde ara kademe personeli, mesleki teknik ara kademe personeli, beyaz yakalı çalışan, beyaz yakalı orta düzey ve üst düzey yönetici gibi farklı kademeler için personel yetiştirilir. Hal böyle olunca bu alanlar arasında dağılımı optimum düzeyde kıt şekilde dağıtmak; ülkenin iş dünyası için dengeli personel yetiştirilmesi anlamını taşır. Eğer bu alanların dağılımında kayma yapılır ve optimum kıtlıktan sapma olursa o zaman iş dünyasının ilerleyen yıllarında sapılan alanlarda personel eksikliği, ağırlık verilen alanlarda ise işsizlik ortaya çıkar. 

Meslek liseleri, mesleki eğitim merkezleri, ön lisans, lisans ve yüksek lisans programlarının (açık öğretim programları dahil) tekrar stratejik olarak yapılandırılması ve uygulamaya geçmesi gerekiyor. Fakat bu reformda programın en az 20 yıl değişmeyeceği kanunla garanti altına alınması çok önem taşımaktadır. Çünkü bu değişim hem gençler hem okullar hem iş dünyası için yine bir değişim tereddüttü değil, güzel şeylerin olacağı güvenini vermelidir. Çünkü başarı, istikrarlı bir sistemle sağlanabilir. Elbette doğanın gereği olarak sistemde revizeler reformlar yapılacaktır fakat sistemin değişmeme garantisi herkese ciddi güven verecektir. Bu da eğitim sisteminin devlet politikası haline getirilmesi ile sağlanabilir. Yeni oluşturulacak sistem tüm paydaşların liyakatli üyelerinin geniş katılımı ile bir kongrede ele alınmalı ve kongre sonuçlarından yola çıkılarak bir sistem oluşturulmalıdır.

Türkiye, yeni çağda tüm ferdinin omzunda yükselecektir. Bunun için kademesi, pozisyonu ne olursa olsun, herkesin işinde en iyiyi yapmayı hedeflemesi lazım. Her bir bireyin devletin belirlediği 2053 hedeflerini benimsemesi ve ülkesini bu hedeflere ulaştırmak için çalıştığını bilmesi gerekir. Türkiye ancak bu şekilde globalleşerek dünya devleti olur. Aksi durumda bölgesel bir güç olarak kalmaya devam eder. Dolayısıyla bir devletin gücünün sınırında her bir vatandaşın payı vardır. Gelinen noktadaki başarı ya da başarısızlık sadece hükümetin değildir. Herkes sorumluluğu yarattığı katma değer kadar taşımalıdır.

Sonuç olarak eldeki kaynağın tekrar gözden geçirilerek kıtlık teoremine göre dağıtımının yapılması ve iş dünyasına yetecek şekilde mezunlar verecek dengede eğitim veren kurumlar yapısına kavuşturulmalıdır. Bunun için yeni çağ yolunda eğitim kongresi ile tüm paydaşların katıldığı büyük çaplı bir çalışma yapılmalıdır. Kongre sonucunda çıkan kararların ilke olarak kabul edildiği bir eğitim sistemi dizayn edilmelidir. Yeni çağ için süper güçlü ülke olma yolunda çalışmaya başlamak için geç kalınmadı ama zaman da kalmadı. Tüm çalışmalar bu bilgiye göre ivedi olarak başlamalıdır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir