Kaht-ı ricalden son çıkış

Her kriz kendi içinde fırsatlar barındırır. Kaht-ı rical de devlet için her ne kadar büyük bir kriz ve istenmeyen bir durum olsa da içinde fırsatlardan barındıran bir kavramdır. Kaht-ı rical, değerlendirilebilirse, büyük bir fırsatlar barındırır ki, o da yeniden başlangıç için sıfırlanmadır. Tüm devlet yönetiminin sil baştan yeniden yapılandırılabileceği bir dönemdir. Elbette en önemli konu, kaht-ı ricalden gereken dersleri çıkartabilmek. Sonrasındaki yapılandırma bu derslere göre yapılmalıdır.

Her kaht-ı rical döneminin kendine has neden, özellik ve sonuçları vardır. Dolayısıyla her bir durumu kendi içinde değerlendirmek gerekiyor. Diğer kaht-ı rical durumlarıyla mukayese etmek pek doğru ve sağlıklı olmayacaktır. Fakat şunu da değerlendirmek lazım, Türklerde tarih boyunca yaşanan kaht-ı rical kronik hale gelen bir hastalık olmuştur. Bunun nedenlerini, sonuçlarını ve çözüm yollarını iyice irdelemek gerekmektedir. Bu kronikleşmiş sorunu ortadan kaldırmak gerekiyor. Kalkmadığı takdirde ilerleyen yıllarda tekrar etme olasılığı çok fazladır. Bu sorunun kök nedenine inip bir daha olmayacak şekilde önlemeler almak gerekiyor.

Burada en önemli konu, kronikleşmiş bir problemi, bir daha olmama pahasına, ortadan kaldırma gerekliliğidir. Eğer ki, anlık çözümlerle ilerlenirse ileride tekrar edecektir. İleride tekrarlamasını engellemek için kalıcı çözüm bulmak gerekiyor.

Çözümlerin başında bir eğitim kurumu kurulup burada eğitim alanların devlet yönetiminde görev alması gibi bir çözüm akla gelebilir. Bu sistemin bir diğer varyantı ise devlet yönetimine gelenlerin bu eğitimleri alması. Yani ya o eğitim kurumundan mezun olup görev alması ya da görev aldıktan sonra o eğitim kurumundan eğitim almasıdır.

Uzun soluklu devlet yöneticileri yetiştirmeye odaklanılmalıdır. Genç yaşta gelecek vaat edenleri alıp uzun yıllar devlete hizmet edecek şekilde yetiştirecek programlar uygulanmalıdır. Yeni çağda en önemli gücün devlet yönetimi olacağını düşünürsek, çok sayıda devlet yönetiminde çalışabilecek kişiyi yetiştirmek gerekiyor.

Devlet Yönetimi Akademisi gibi bir kurum adı altında yapılacak eğitim çalışmalarıyla sadece teoride değil saha da pratik şekilde eğitim alınması sağlanmalıdır. Devlet yönetimi ancak bu sayede kaht-ı ricalden kurtulur. Bu devlet yönetimi adına çok büyük bir reform olur. Böyle bir sistem kurulduğu zaman, sağlıklı işlediği takdirde, yüzlerce yıl kaht-ı rical görünmez. Burada en önemli konu, böyle bir sistemi kurmaktan ziyade sağlıklı şekilde sürdürülebilirliği sağlamaktır.

Sonuç olarak Türklerin kaderi olan kaht-ı ricalden sonsuza dek kurtulma çözümü bulunmaktadır. Böylesine bir reforma imza atılırsa Türk devlet yönetimi gündeminden kaht-ı ricali sonsuza dek çıkarmış olur. kaht-ı rical Türklerin kaderi olmaktan çıkmış olur. Eğitim sisteminin kurulup, sağlıklı şekilde yürütülmesi başarının şifresi olacaktır. Elbette bu çalışmaların hepsinin liyakat odaklı profesyoneller tarafından yapılması esastır.