İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Liyakatten önce ahlak

Liyakat kavramı eski çağdaki veya yeni tanımına göre dikkate alınmış olsa da, bir kişide liyakatten önce sorgulanması gereken şey ahlaktır. Ahlak, kişinin bilgi ve deneyiminden bağımsız olması gerekendir. Ahlakın olmadığı bir kişide liyakat olsa bile bir süre sonra liyakatsizliğe dönüşecektir.

Mesela bir kişi ahlakı itibariyle paraya yatkın olursa ama liyakatli olsa bile rüşvet, casusluk, adam kayırmacılık ve nüfuz ticareti gibi yollara sapması olasıdır. İşte o nokta da liyakatli olmasını sağlayan bilginin, deneyimin ve vizyonun hiçbir önemi kalmayacaktır. Bu türlü örnekler çokça yaşanmıştır. Özellikle başka devletler adına casusluk faaliyetlerin bu şekilde olduğunu görüyoruz. Zaten bir devlet casusu liyakatli kişilerden seçer/seçmelidir. Kimse deneyimsiz, bilgisiz ve aptal birisini kendi adına casusluk yapması için tutmaz. Ahlaklı birisi liyakatinden önce devletine sadakatin önemini bilir ve buna göre davranır. Ama liyakatsiz kişiler paraya devletini aslında kendisini satar. Aldıkları paranın miktarı da kendi değerlerini gösterir. Liyakat bir güçtür, ahlak ise o gücü nasıl kullanılması gerektiğinin bilinmesidir.

Ahlaklı birisi görevi her şeyden önce gelir. Hiçbir gerekçe ahlaklı birisini görevini yapmaktan alıkoyamaz, hiçbir şeyin fiyatı yoktur onun için. Bu sebeple maaşına kanaat ederek rüşvet almak gibi yanlış yollara sapmazlar. Görevlerinin bilinci içinde oldukları için verimli çalışırlar, sorumluluk almaktan kaçınmazlar. Ne pahasına olursa olsun işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışırlar. İşlerinde sürekli kendilerini geliştirmeye çalışırlar.

Hayatta ne iş olursa olsun her şeyin öncesinde ahlak gelir, iş sonra gelir. Devlet yönetimi yapısı itibariyle diğer işler gibi değildir. Çünkü devlet egemenlik hakkı gereğince halkından aldığı vergilerle çalışanlarına maaş verir. Bu yüzden halktan alınan kaynakla halka hizmet etme gibi bir durum vardır. Bu da diğer işlere göre devlette hizmeti üretmenin kutsallığını göstermektedir. Devlet yönetiminde, kademesi ne olursa olsun, bulunanların bu kutsiyete göre hareket etmesi gerekir. Diğer işlere göre daha hassas olunmasının sebebi budur. Hemen bu noktada şunu belirtmek gerekiyor. Bazı yanlış görüşe göre devlet görevlisinin maaşını halk veriyor gibi bir söylemler oluyor. Bu doğru olmakla birlikte herhangi bir durumda devlet görevlisi ile halkın karşı karşıya kaldığı durumda yüze vurulacak bir şey değildir. Bu anlayış sakat bir anlayıştır. Bu anlayışa göre müşterilerin hepsi mal/hizmet aldığı kişi/kurumlara bunu söylemesi gerekir ki o zaman herkes birbirine üstünlük kurma durumu ortaya çıkar. Düşüncenin yanlışlığını buradan anlayabilirsiniz.

Maalesef günümüzde para için liyakatinden taviz veren o kadar çok insan var ki…

Günümüzde makam sevgisi yüzünden liyakatinden o kadar vazgeçen insan var ki…

Kendi adamları olsun diye sırf kadrolaşmak için o kadar çok liyakatsiz insanı atayan yöneticiler var ki…

Sırf görevinde yükselmek için sadece belli kesime hizmet eden o kadar çok insan var ki…

Günümüzde tüm kavramlar birbirine girdi. Güçlü olanlar istediği gibi algı yaratabiliyor. Liyakatli olup olmamasına bakmaksızın kendi kadrosunu oluşturmaya çalışanlar o kadar değişik algılar yaratıyor ki…

İletken tel teoreminde olduğu gibi devreyi kesmek istiyorlar. Kesilen yerden kendi kanallarına kaynak yaparak kendi kadrolaşmasını ya da devlet içinde ayrı bir güç olmaya çalışıyorlar. Bu güç savaşında en büyük zararı devlet ve millet görüyor. Halbuki görüşü ne olursa olsun, gerçek bir vatanseverin devletine hizmet etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Yukarıda yer alanlar doğaya aykırı olarak cereyan eden hadiselerdir.

Liyakat sahibi birisi sorumluluk taşır. Devlete hizmet etme sorumluluğu, milletin karşı ahde vefa sorumluluğu, ülkeyi ileri götürmek için geçmiş devlet büyüklerine karşı duyduğu sorumluluk.

Ahlak insanın küçük yaşta başta ailesi olmak üzere çevresinden öğrendiği bir erdemdir. Ahlakı olmayan insan sadece devlet hizmetlerinde değil hayatın hiçbir alanında başarılı olamaz. Devlet yönetimi alanında görev verilmesi düşünülen kişiler, önce ahlak açısından sorgulanmalı ve sonra liyakatine bakılmalıdır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir