Her devletin siyasetten ve bürokrasiden bağımsız bir aklı vardır. Bu, “devlet aklı” olarak adlandırılan bir bakış açısı ve yöntemler bütünüdür. Tarihten kök alan ve uzun yıllar süren deneyimlerin birikimiyle oluşan bu üst yapı, her devletin kendi yapısına göre farklılık gösterir ve yönetimin en önemli unsurlarından biridir. Devlet yönetiminin özünü oluşturduğu da söylenebilir.
Devlet aklı, herhangi bir müdahale, vesayet ya da darbe gibi durumlarla kesinlikle bir grubun kontrolüne girmemelidir. Bu akıl, her zaman saf, duru ve ari kalmalıdır. Ancak bu, devlet aklının sürekli aynı şekilde kalması gerektiği anlamına gelmez. Dünyadaki değişen koşullara bağlı olarak devlet aklının da evrim geçirmesi gerekmektedir. Hatta, devlet aklının, dünya üzerindeki değişimlerin bir adım önünde olması beklenir. Örneğin, 100 yıl önceki devlet aklının günümüzde geçerliliğini yitirmesi kaçınılmazdır.
Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi (MADYS), 2019 yılında Covid-19 virüsünün neden olduğu pandemiyle birlikte dünyada yeni bir dönemin başladığını öngörmektedir. Bu yeni dönem, 2025 yılına kadar sürecek çeşitli aşamalardan oluşan bir geçiş süreci ile tam anlamıyla şekillenecektir. Yeni çağda, oyunun kuralları değil, oyunun kendisi değişecektir; bu nedenle hemen hemen her şey dönüşüm geçirecektir. Yeni dünya düzeni, yeni tanımlarla şekillenecektir ve bu süreçte devlet aklı kavramı da önemli bir değişim yaşayacaktır.
MADYS, devlet aklının çağın gerekliliklerine uygun olarak evrim geçirmesi gerektiğini savunmaktadır. Temel dinamiklerin sabit kalması, ancak bunların dışındaki unsurların dünya konjonktürüne göre değişim göstermesi gerektiğini belirtmektedir. Devlet yönetiminde siyaset, bürokrasi ve teknokrasi unsurlarının yanı sıra, devlet aklının da önemli bir yer tutması gerektiğini vurgulamaktadır. Dış politika, terör, eğitim, milli güvenlik, iç güvenlik, sağlık, tarım ve adalet gibi konularda, devlet aklıyla birlikte bir politika geliştirilmesi gerektiğini ve diğer yönetim unsurlarının bu politikaları uygulaması gerektiğini ifade etmektedir.
Devlet aklı, bir üst akıl olmalıdır; ancak bu üst akıl, hiyerarşik bir kurumsal yapıdan ziyade, politikaların belirlenmesinde yönlendirici bir rol üstlenmelidir. Devlet aklı, geçmişten edindiği deneyimlerle bugünü analiz eden ve geleceği öngören bir yaklaşım sergilemelidir.
MADYS’ye göre, devlet aklının geçmişteki yavaş hareket etme alışkanlıklarını geride bırakarak daha hızlı bir şekilde eyleme geçmesi gerekmektedir. Toplumun tepkisini beklemek yerine, proaktif bir yaklaşım benimseyerek yaşananları topluma sunma stratejisine yönelmelidir. Yeni çağda, hızlı hareket edenler ödüllendirilecektir. Ayrıca, devlet aklının en değerli kaynağının bilgi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, bilgili, deneyimli ve genç yöneticilerin siyasete, bürokrasiye ve teknokrasiye girmeden devletin bünyesine dahil edilmesi ve desteklenmesi önemlidir. Yeni dönemde en büyük güç insan gücü olacaktır ve devlet aklının da en önemli kaynağı insan olmalıdır. Devlet aklı, bünyesindeki insan gücüne sadık kalmalı, onların gelişimine olanak tanıyan bir perspektife sahip olmalıdır. Doğru bilgiye sahip insan gücü, devlet aklının zenginliğini oluşturur ve bu, değişmez bir gerçek olmalıdır. Bu gerçeği sürekli olarak göz önünde bulunduran bir akıl, her zaman beşerî yatırımları öncelikli hale getirecektir. Böylece, kelebek etkisiyle insan gücünün devlet yönetimindeki önemi anlaşılacak ve bu alana yatırım yapılması teşvik edilecektir.
Yeni çağda başarılı bir devlet yönetimi için, yönetim yapısının devlet aklı, siyaset, bürokrasi ve teknokrasi unsurlarını bir araya getirmesi gerekmektedir. Devlet aklı, bu karma yapının içinde üst akıl olarak fiziksel varlığıyla değil, belirlediği politikalarla var olmalıdır. Günün gerekliliklerine uygun olarak hızlı hareket etmeli ve odağına insanı alarak insan gücüyle insan için projeler geliştirmelidir.
Yeni Türkiye’de çok önemli göreviniz ve rolünüz olmalı. Başarılarınız daim olsun.