Devlet yönetimine talip olmanın yolu, bir ideolojiye bağlı kalarak ya da bağımsız bir şekilde siyaset yapmaktan geçer. Belirlenen görüş çerçevesinde hazırlanan program ve projelerle halkın karşısına çıkılarak, devlet yönetimi hedeflenir. Halkın takdirini kazanan siyasi irade, devlet yönetiminin başına geçme fırsatını elde eder.
Zamanla teknolojinin ilerlemesi ve sanayi devrimlerinin etkisiyle toplumların yaşam standartları yükselmiştir. Bu durum, yönetimin zorluğunu göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde siyaset kurumuna daha fazla sorumluluk yüklemektedir. Toplumların değişen beklentileri hızla evrildikçe, siyaset kurumunun bu değişimlere uyum sağlaması da giderek daha önemli hale gelmiştir.
2019 yılında Covid-19 virüsünün neden olduğu pandemi, dünyada yeni bir çağın başlangıcına işaret etti. Bu yeni dönemde, tüm kavramlar değişecek; oyunun kuralları değil, oyunun kendisi dönüşüme uğrayacak. Bu durum, siyaset tanımının da değişimden nasibini alacağı anlamına geliyor. 2025 yılına kadar sürecek olan bu geçiş döneminde, siyaset tanımı, siyaset kurumu ve siyaset yapma biçimleri köklü bir değişim sürecine girecek. 2019’dan bu yana, dünya genelinde siyaset kurumlarındaki çöküşlerin temel nedeni de budur: Yeni dönemde tanımlanmış bir siyaset kurumunun oluşumuna hazırlık. Çünkü bir şeyin çökmesi, yerine yenisinin inşa edilmesi için gereklidir. Şu anda siyaset kurumu, yeni bir siyaset tanımına dönüşüm sürecinde kendini feshetme aşamasındadır.
Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi (MADYS) çerçevesinde, siyaset kurumunun sınırları devlet yönetimi tarafından belirlenmektedir. Yasama, yürütme, yargı ve denetim organlarının tanımları, sınırları, görevleri, yetkileri ve sorumlulukları, devlet yönetimi sisteminde denetimli kuvvetler ayrılığı ilkesine göre belirlenmiştir. Siyaset kurumu da bu tanıma dayanarak, belirlenen sınırlar içinde varlığını sürdürmelidir.
MADYS’e göre, devlet yönetimi, devlet aklı, siyaset, bürokrasi ve teknokrasi unsurlarından oluşmaktadır. Siyaset kurumu, elde ettiği iktidar ile devlet yönetiminin sorumluluğunu üstlenirken, devletin temel politikalarını oluşturmak yerine bunları uygulamakla yükümlüdür. Zira, bu politikalar devlet aklı tarafından belirlenmektedir. Hükümet ise bu politikaların etkin bir şekilde uygulanmasından sorumludur. Denetim erki hem politikaların hem de bu politikaların uygulanmasının denetiminden sorumlu olacak; böylece eksiklikler ve hatalar tespit edilip giderilerek başarıya ulaşılması sağlanacaktır.
Merkez Anadolu Devlet Yönetimi Sistemi’nde en kritik mesele, devlet yönetimi unsurlarının sınırlarını aşmaması ve herhangi bir grubun vesayet kurmamasıdır. Diğer tarafların siyasete müdahale etmemesi ve siyasetin de diğer gruplara vesayet oluşturmaması büyük önem taşımaktadır. Bu dengeyi sağlayacak olan denetim erkinin sağlıklı ve bağımsız bir şekilde çalışması son derece önemlidir.
Sonuç olarak, yeni çağda siyaset kurumu belirli bir alana sahip olacak ve bu alanda daha güçlü ancak denetlenebilir bir devlet yönetimi ortaya çıkacaktır. MADYS’de siyaset kurumu, daha küçük ama daha etkili bir konumda yer almaktadır. Devlet yönetiminin tamamının siyaset kurumuna ait olduğu düşüncesi, geçmişte kalması gereken bir yaklaşımdır. Devlet, siyasete emanet edilemeyecek kadar büyük bir yapıdır. Hiçbir ülkede devletin tümünü kapsayan bir siyasi organizasyon oluşturulamaz. İktidar sahibi olan her siyasi görüş, yalnızca kendisine oy veren seçmenlerin temsilcisi olarak toplumun bir kesimini temsil etmektedir. Toplumun diğer kesimlerinin kabul etmediği bir organizasyonun devlet yönetimini tamamen ele alması, sağlıklı bir durum değildir. Bu nedenle, siyaset kurumunun daha dar bir alana sahip olup daha etkin bir konuma gelmesi, MADYS’nin siyaset kurumuna yönelik bakış açısını yansıtmaktadır.
İlk yorum yapan siz olun