Binlerce yıllık geçmişi ile Türkiye, devlet yönetimi konusunda çok derin deneyime sahip bir ülkedir. Tarih boyunca kurulan devletlerle varlığını sürdüren Türkler, Türkiye Cumhuriyeti olarak 1923 yılında vücut bulmuş ve ilelebet payidar olacak bir devlettir.
Süre gelen binlerce yıllık zamanda dünyaya hükmeder hale gelinmiştir. Bu süreçle birlikte dünya yeni keşiflerle sanayi devrimleriyle birlikte gelişmeye evrildi. Bu dönemde Osmanlı yerinde saymaya devam ederek, zamanla gelişen dünyanın gerisinde kalmaya başladı. Burada incelenmesi gereken ve ders çıkartılan konu dünyanın gelişime evrilme zamanında doğru yaptıkları, eksik veya yanlış yaptıklarını irdelemek olmalıdır.
İkinci yüzyılın başlangıcında Türkiye, yeniden yükselişi mücadelesi için peş peşe adımlar atmaya başladı. Bu adımların en büyüğü savunma sanayi, eğitim, sağlık veya başka bir alan olmayacak. Bu adımların en büyüğü mantalitede reform aydınlanması olacak. Çünkü tarih bize şunu göstermiştir ki, toplumda reformun başarılı olması isteniyorsa önce halkta aydınlanma olması gerekliliğidir. Toplumu reformlara hazırlamak gerekir. Toplum bunu kabul etmediği durumlarda, ülkenin gelişmesini istemeyen dışarıdan ve içeriden yapılan dezenformasyon başarılı olur. Hal böyle olunca da yapılan reformları toplumun tamamı kabul etmez. Toplumda bu kabullenmeme, reformların başarı şansını düşürür. Günümüzün en önemli sorunu kirli bilginin hızlı şekilde dolaşıma sokulabilmesidir.
Biraz geriye gitmek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu’nda II. Mahmud dönemi reform dönemidir. Bu dönemde asker alan başta olmak üzere birçok konuda reformlara imza atılmıştır. Fakat atılan cesur adımların aksine birçoğunun sonucu başarıya ulaşamamıştır. Tarihçiler başarısızlığın üç nedeni olduğunu söyler. En önemli nedeni devlet ricali, reformdan sonra da görevine devam etmiştir. Halbuki reformu yapan kadrolar gelenekçi kadro olmamalıydı. Eskiyi savunan bir grup nasıl yeniliği uygulayabilir ki? Diğer iki etmen savaş zamanı olması nedeniyle reform için yeterli zamanın olamaması ve parasal kaynak kıtlığı.
Günümüze gelelim, yönetimlerde birçok şey değişti fakat reformlar devam ediyor. Etmesi de çok doğal; çünkü dünya değişiyor. Fakat reform sıralaması değişmedi. Hala 1+3 şart gerekiyor reform için. Öncelikle aydınlanma olmalı ve kadro, zaman, parasal kaynak gerekiyor.
Reform başarı formülü = Halkta aydınlanma x (Yenilikçi kadro + zaman + parasal kaynak) |
Kısaca başarı formülüne “B” dersek, halkta aydınlanmaya “a”, yenilikçi kadroya “k”, zamana “z” ve parasal kaynağa “p” dersek B=a x (k+z+p) olarak formüle edebiliriz.
Reformun başarısında aydınlanma olmazsa kadro, zaman ve parasal kaynak değerleri ne kadar yüksek olursa olsun sonuç 0 (sıfır) olacaktır. Bu sebeple aydınlanma reformların olmazsa olmazıdır.
İlk yorum yapan siz olun